Sayfalar

4 Eylül 2010 Cumartesi

Milli Takım 2012

Dün Avrupa Kupası elemelerinde Kazakistanı deplasmanda 3-0 lık net bir skorla mağlup ettik. Öncelikle bu maçın milli takımımız için bir gösterge olmadığını bilmemiz gerek. Fakat diğer yandan geçmiş elemele maçlarında böyle güçsüz rakipler karşısında deplasmanda alınan olumsuz sonuçları düşününce bu galibiyet, ayrıca ilk maç olması sebebiyle de çok önem taşıyor.

Bilmemiz gereken ilk şey bizim bu gruptaki rakibimiz Almanya. Bunu böyle bilip, her maça asılırsak 2.lik zaten garanti olur. Birincilik zor gözüksede Almanya karşısında var olan şansımızı yabana atmamalıyız. Bu grup milli takımımız için oldukça şanslı bir grup. Deplasmanlara baktığımızda Azeri deplasmanı, Belçika deplasmanı, Almanya deplasmanı... Seyirci bakımından bu elemelerde sorunumuz olmayacak gibi duruyor.
Fakat Almanya'yı rakip görelim derken diğer maçlarda herhangi bir yapılacak laubali hareket bize büyük cezalara malolabilir ve yine koca bir yazı evde yabancı takımları izletebilir. Bu konuda ben Hiddink'e güveniyorum. Elinde her ne kadar savunma konusunda yetersiz bir takım olsa da hücum yönümüzle küçük maçlarda bu açığı kaparız. Fakat büyük maçlarda gerçek bir savaş çıkarmamız gerekecek gibi.
Kalemizde yıllardır hiç bir sıkıntı yok. Bu konuda şanslı bir milletiz. Engin, Rüştü, Volkan ve şimdi de büyük rekabet halinde olan Onur, Sinan Bolat, Cenk, Aykut, Ufur ve Mert Günok gibi bir çok yetenekli genç kaleciye sahibiz. Savunmada ise yıllardır süregelen bir hastalığımız var. Duran toplarda büyük zaafımız mevcut. Eskiden Alpay-Bülent ikilisiyle arkamıza yaslanır rahat maçlar izlerdik. Özellikle 2002 Dünya Kupasında. Birine birşey mi oldu? Ogün girerdi ve yine sorunumuz kalmazdı. Savunma da kanatlarımız da sağ bekte büyük bir rekabet mevcut. İnsan Sabri yada Gökhan da biri keşke sol bek olaydı da solumuz da rahatlayaydı demeden geçemiyor. Sol bek te ise Hakan Balta mevcut. Bu aralar formsuz olsa da benim güvendiğim bir isim. Futbolu biliyor ve bildiğini uygulayabiliyor. Zamanla eski formunu yakalayacaktır. Orta alanda ise mükemmel bir zenginliğimiz var. Fakat dün kü maçta gördüğümüz pas yapamama durumu Salı günü Belçika karşısında da olursa işimiz oldukça zor. Bu mevki de Emre ve Aurelio oynadı dün akşam ki maçta. Kanatlarda Arda ve Hamit. Belki de isim bazında olması gereken en iyi dörtlü. Yedeklere baktığımızda da Mehmet Topal, Selçuk İnan gibi isimlerin yanısıra bir türlü nedenini anlayamadığım, formayı veremediğimiz bir Nuri Şahin beklemekte. Bu çocuğu geçen sene Arsenal istedi. Ve bu çocuk milli takımımızda oynamış kaliteli bir isim. Israr etsek belki de on sene arkamıza yaslanıp müthiş yetenekli bir oyuncu seyredeceğiz. Her neyse, hücumda ise dün Tuncay ve Nihat ikilisi vardı. Biraz garipsedim şahsen. Tuncay'ın ileri uç oyuncu olarak oynayamayacağı ortada. Nihat'ın ise artık halı saha da bile ilk yedide çıkamayacağı ortada. Niye Hiddink forvette bu ikisini seçti anlamak imkansız. Vardır bir bildiği diyeceğiz ve Salı günkü maçta gibi bir kadro çıkaracak göreceğiz.
Salı gün kü maçta rakibimiz Belçika. Geçen elemelerde de oynadığımız rakibe 4 puan kaptırmıştık. Hâla anlamadığım şekilde küçük görülüyor Belçika ekibi. Fakat kadroları bizden zengin ve kaliteli. Bizim takımımızda en büyük kariyerli isim Bayern'in yedeği Hamit iken adamlarda Arsenal'in banko stoperiyle, Everton da çatır çatır oynayan ortasahası mevcut. Bu yüzden yıllardır savunduğum şeydir, Avrupa da nereye olursa olsun büyük liglerin herhangi bir takımına gitmeli oyuncularımız. Burada senede en fazla 2-3 maç Manchester, Arsenal, Inter gibi takımlarla maç yaparken (oda Avrupa kupalarına gidilirse) o liglerde örneğin Tuncay gibi senede 6-8 maç büyük takımlarla oynuyorsun. Bu hem oyun zekasını hem de kaliteyi geliştirir. Ama buradaki maddi rahatlığı bırakıp kimsenin aklına kariyer ve zeka gelmiyor o ayrı.
Salı gün kü maçta bugünkü gibi oynayamayız. Nihat'ın derhal milli takımdan gönderilip yerine top tutan bir santrafor getirilmesi şart. Bu Batuhan mı olur, Semih mi olur bilemem ama Nihatla bu işin olmayacağı o kadar açık ki. İkinci olarak orta sahada daha çok top yapmamız şart. Bu sefer ki rakip güçlü ve kendi sahasında Almanya'ya kaybedip bilenerek buraya gelen Belçika olacak. Rakibim savunma hattında Manchester City den Kompany, Arsenal de Vermaelen, Bayern den Van Buyten mevcut. Bizim milli takımımızın savunma hattını getirin gözünüzün önüne varın gerisini siz düşünün. Orta alanda Simons, Defour, Fellaini gibi hem savaşan hem de müthiş top tekniği olan üç isim var. Forvette ise üç isme de teker teker dikkat etmemiz gerek. Sol da hızlı Dembele, Sağ da 25 milyon Euro ya alınamayan Eden Hazard, Santrafor ise 1,91 lik 17 yaşındaki Lukaku. Lukaku isminin altını dikkatle çiziyorum. Önlem alınmazsa salı günü başımızı oldukça ağrıtacaktır.
Her ne olursa olsun salı günkü maçı kazandığımız takdirde, işi ciddiye alır küçük takımlara gereksiz puanlar vermezsek bu gruptan ikinci çıkmamamız için herhangi bir sebep yok. Birincilik mi? Hayal değil, sadece savaş gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder