Sayfalar

13 Eylül 2010 Pazartesi

Spor Basınının Wonderkid'i: Caner Eler



Spor ve basın dünyasını bu kadar genç yaşta bu kadar etkilemiş, kasıp kavurmuş biri var mıdır acaba? Caner Eler'in hayatı adeta gıpta edilecek bir yaşam öyküsü. Gerçekten başarmak bu olsa gerek. İdolü Lance Armstrong ve Kenan Onuk olan bir spikerin hayatını biraz olsun tahmin edebilmişsinizdir.


Eler, 20li yaşlarda İTÜ'de basketbolcuyken, kemik kanseri olduğunu öğrenir ve hayatı o noktada değişir. Çok uzun ameliyatlar, kemoterapiler, radyoterapiler geçiren Caner Eler, hayatını Lance Armstrong'un kitabında bulur. Kendisi gibi kanser olan dünyaca ünlü bisikletçi Armstrong'dan feyz alan Eler, hayata tutunur, tutunmaklada kalmaz sürekli kendini aşar. Her iyi haberde kendine moral için Avrupa'yı dolaşan Eler, hastalıktan dolayı üniversiteyi bırakmasının acısını yeni diller öğrenerek dindirmiş. Adeta bir databank olan Eler; Fransızca, İngilizce, İspanyolca ve İtalyanca'yı rahatlıkla konuşabiliyor.

Koltuk deynekli birinin bisiklete ve diğer bütün sporlara bu kadar nasıl hakim olduğu merak konusu. Caner Eler'in hele bir de efsaneleşmiş Tour de France anlatışı vardır ki. Sanki film izlersiniz, sanki belgesel izlersiniz, sanki bütün hayatı izlersiniz, oradaki dokuyu tadarsınız. Eler anlatıyorsa, artık sizde orada pedal çeviriyorsunuz demektir. Kendisi gibi hastalık yaşayan Armstrong ve beyin damarlarında tıkanıklık yaşayan Alberto Contodor'un finalini müthiş bir şekilde anlatmıştır.


Her sporun piri olan Caner Eler'i dinliyoruz, izliyoruz ve yolundan gitmeye devam ediyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder