Fakat Ankaragücünde 2 seneyi tamamlamadan gönderildi. Bunda da bir sorun yok evet, ama son 2 senedir, birinde Denizlispor'un başında ve diğerinde Manisaspor'un başındaysa işte Türk futbolu adına en büyük sorun burada.
Bu sorunun adı da istikrarsızlık. Hem 4 büyüklerimizde, hem de anadolu klüplerimizde garip bir anlayış yerleşmiş durumda. Bir adam 3-4 maç üstüste yeniliyorsa gönderilir. Peki bu kanı doğru bir kanı olsaydı, Alex Ferguson "Sir" ünvanı alabilirmiydi? Arsene Wenger, Londra da "İmparatorluk" kurabilirmiydi? Hadi çok uzağa gitmeyelim, Fatih Terim "İmparator" olabilirmiydi? Evet bazı antrenörler kötü olabilir, beceriksiz olabilir, takımla kan uyuşmayabilir. Ama daha takım oturmadan 3-5 maçta da kimse yargılanamaz.
Sadece 2-3 hoca isminden bahsedip kariylerine göz atalım. Ve Dünyayla ülkemiz arasındaki istikrar uçurumunun vahim durumunu görelim.

Yılmaz Vural; Malatyaspor, Bursaspor, Gaziantepspor, Eskişehirspor, Sarıyer, Trabzonspor, Gençlerbirliği, Konyaspor, Çanakkale, Bursaspor , Denizlispor, Diyarbakırspor, Adanaspor, Çaykur Rizespor, Ankaragücü, Antalyaspor, Vestel Manisaspor, Kocaelispor, Kasımpaşa
Malatya yazıp üç nokta koysaydım, sonunda da 3 büyükler hariç her takım deseydim daha kısa olurdu sanırım. Her neyse. Yılmaz hoca kötü bir hoca demiyorum. Köln akademisinden mezun olmuş kaliteli bir hoca. Hatta bir rivayete göre Yılmaz hocanın okulu 2. likle bitirdiği, o sene birincinin ise efsanevi oyuncu Beckenbauer olduğu söylenir hep. Her neyse. Şimdi bu listeye baktığımızda, ismi iki kere yazılan takımları silelim ve bir lig kuralım. Takım sayısı yetiyor, şehirlerde farklı. İşte istikrardan kastım bu. Belki Yılmaz Vural da bu konudan dertlidir ama ne yaparsın "Kaliteli Türk Futbolumuz" işte. Hatta Yılmaz Vural'ın bir anısı da vardır bu konuyla. Yaz kampı çıkışı otobüse yürürken, 3-4 tane farklı takımın otobüsünü görür. Hepsinde zamanında çalışmıştır. Ve yanındakilere sorar "Bu sefer hangi takımdaydık?"
Bir diğer hocamız ise Giray Bulak ; Antalyaspor, Denizlispor, Göztepe, Konyaspor, Manisaspor, Çaykur Rizespor, Trabzonspor.
Takımlar aynı, tek değişen takım sayısı. Giray hoca daha az takıma gitmiş gibi gözükse de bu liste bile devamlılığın olmadığını gösteriyor ülkemizde.
Daha bunun gibi bir çok hoca sayabiliriz, Nejat Biyedic, Erdoğan Arıca, Güvenç Kurtar, Reha Kapsal, Sakıp Özberk... vs vs...
Yeni nesilde ise bu isimlere, Mesut Bakkal, Mehmet Özdilek, Tolunay Kafkas gibi isimleri örnek verebiliriz.
Şimdi gelelim uzun lafın kısasına. Bir hocayla 10 sene kalmak demek değil istikrar. İstikrar demek sabretmek. Görülen ışığı takip edip, doğruya ulaşmak için devam etmek. Bunu şu an ülkemizde Ertuğrul Sağlam ve Abdullah Avcıyla görüyoruz. Birisi takımını şampiyon yaptı diğeri ise her sene ilk 10 a oynuyor gencecik kadrolarla. Yurtdışında ise Alex Ferguson, Arsene Wenger gibi isimler mevcut. Demek istediğim biraz sabredelim.Özellikle de Schuster'e , Aykut Kocaman'a ve Rijkaard'a.
![[aykut+kocaman.jpg]](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkbVVn5b6EjMV43UWXyn3F4z6amlnrvszQymTtkLE3SbHeuXuxc0js8Hxk1ZfIAsgmi9TNmQdVCyNXWGt6ADh5DFCzJpOyiXXpMeTfdvkUXwRHgK-0qemjzGKQH4kKrl76m1qRcP1g9g/s320/aykut+kocaman.jpg)
Bunun için de teknik direktörlerden önce futbolu bilmeden yönetici olan yönetimlerin kafasını değiştirmek gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder